15 Mayıs 2009 Cuma

terzi


Bir terzi çalışıyor aramızda
Söküldükçe seni bana dikiyor
Beni sana ekliyor söküldükçe
Eskidikçe yamalıyor kalbimin yırtıklarını
Elinde paslı iğne
Durmadan çalışıyor terzi
İğne battıkça tene
Kuduruyor aşk'ın yalnız köpeği
Kumaşı mavi kadife, düşleri serseri
Her gün yeniden;
İnceldiği yerden kopuyor
ipleri
Hayat: gibi

14 Mayıs 2009 Perşembe

gulet


Bir tür deniz canlısı: bay gulet
Henüz kendine açılacak kadar usta değilsin
Yeni dikilmiş, yamasız yelkenlerinin gerginliği toyluktan
Üç direğin var biri Kafdağı, çokbilmişliğin de oradan.
Denizin gönlü büyüktür, sabrı uçsuz bucaksız.
Sen yine de can yeleklerini hoş tut
Bugüne kadar fırtınanın hangi koy’da âşık olacağı kimse bilememiş...!

13 Mayıs 2009 Çarşamba


Kafası karışık bir ortaçağ bilgini hiç işi yokmuş
gibi oturmuş
Yeşil gözlü kedinin cehaletine şaşıyor.
Taşlı bir köy yolundan
“denizin kalbi olsaydı en çok kedilere kırılırdı”
diye bir alt yazı geçiyor.
Suya düşen ten değişirken
gözyaşının rengi hiç değişmiyor
Yüzölçümünü bilen
aynadaki yüzünün
Kimseye yosun bağlamıyor.
Zaman Fransızca
-da
Japonca
-da
Aynı hızla geçiyor.
Vurulduktan sonra her kuş
bir kanat daha uçmak için:
Göğe doğru yükseliyor!