13 Ocak 2009 Salı

Dedoş'a...


Prinkipo’ da bir Balıkçı vardı
Emmiy’di, Yusuf’du adı
Denizin üzerine yansıyan bir Münir Nurettin Selçuk güftesi
-gibiydi yaşamı
Biri balık dizerdi, biri notaları
Şiirlerinden ada akardı,
Dört yanı sularla çevrili bir hüzün akardı
Henüz çekilmemiş siyah beyaz bir filmin asıl kahramanıydı
Henüz bulunmamış hazinesinden martılar uçardı
Kediler bakardı ardından usulca ve dünya dururdu…


Kırışmış bir mektup gibi okudukça okunan yüzünden güneş doğardı
Balık kokan ellerinden de…
Batardı…

Yusuf emmi göçer, bir dönem biter…
Garip bir telaş, garip bir kırık başlar adanın bir köşesinde…
Kırık büyür, bir fay bir hayal…
Kırıldıkça çoğalan bir hal alır…
O sanki hala,
Ardında kendini kedi sanan martısı
Evde onu bekleyen “bitmeyen aşkı”
O sanki hala…
Gitmemiş kadar çok…
O hala gitmemiş kadar burada…
Ada sokaklarında…
Bir eli kızında…
Bir eli balıklarında…
Prinkipo’da bir balıkçı vardı…
Adı yusuf emmi…

Emel Garip
2007

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder